Eyyüp ve Azmin Zaferi
Eyyüp’ün Hikayesi (2003 doğumlu) , Gaziantep
AZMİN ZAFERİ
Çocuğumuz Eyyüp, 2003 yılının Haziran ayının 28’de dünyaya geldi. Doğduğunda gayet sağlıklı ve zinde nur topu gibi bir çocuktu.
Mutlu günlerimiz su gibi akıyor ve Eyyüp’te normal bir çocuk gibi büyüyordu ve işitmesindeher hangi bir sorun fark etmemiştik.
Bizler yaşadığımız yöre de yazın köyde işlerimizi yapar, kışın ise köyde iş kalmayınca batı illerine veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine çalışmaya yani, gurbete giderdik.
2003 yılının kışı geliyordu yani yine gurbete çalışmaya gidecektik. O yıl Eyyüp 5 aylık iken Kıbrıs’a çalışmaya gittim. Orada çalışıyor ve arada sırada ailemi arıyordum. Eyyüp’ü sorduğumda iyi diyorlar, hiç bir şeyi yok diyorlardı. Ben yaklaşık 6 ay KKTC’de çalıştıktan sonra 2004 yılının Mayısında memleketim Şanlıurfa’da köyümüze döndüğümde Eyyüp bayağı büyümüştü ve yürümeye bile başlamıştı.
Gördüğüm kadarı ile sorunu yoktu. Eve ulaştığımın ilk akşamı Annesi, Bey bu çocuğun kulaklarından şüpheleniyoruz, seslere dönüp bakmıyor bile, tepki de vermiyor, bir iki anlamsız sesten başka seste yok diyince şok oldum, oturduğum yerde dona kaldım.
Kendime geldiğimde anlatın; ne zaman oldu? ne yaptınız? neden bana haber vermediniz ? sizleri aradığımda neden söylemediniz diye sorduğumda.. ben gittikten bir kaç ay sonra çocuğun işitme sorununu fark ettiklerini, ama çare bulunacağına kanaat getiremedikleri için doktora filan götürmediklerini, Allah yazgısıdır dediklerini, çünkü çevrelerinde işitme ve konuşma özürlü bir çok kişi yaşadığını, buda onlar gibidir, elden bir şey gelmez diye düşündüklerini anlattılar.
Ben ağlayarak hala neden haber vermediniz, neden doktora götürmediniz diye sorup sorgulasam da olan olmuştu bir kere ama hiç doktora götürülmediğine göre doktorlara götürüp çare aramalıyım diye düşünmeye başladım. Oğlumun sağlığı için uğraşmaya başlamam gerektiği neticesine vardım ve Eyyüp’ü alarak doğrudan Birecik Devlet hastanesine götürüp muayene ettirdim ama burada gerekli aletler mevcut olmadığından bizi Şanlıurfa Devlet hastanesine sevk ettiler ve burada yapılan tetkik ve testlerde Eyyüp’te çok ileri derece işitme kaybı saptandı ve detaylı tetkikler içinde Harran Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildik. Fakülte hastanesinde uygulanan BERA testi neticesi de ayni idi, yani Eyyüp çok ileri derece işitme kayıplı idi. Oğlumun işitme sorununa bin bir umutla başladığım çare arama işinde hüsrana uğradım diye üzülür iken, Doktorlar bana bir umut var bir ışık var, koklear implant yani biyonik kulak diye bir cihaz var bununla duyabilir demeleri üzerine kayıp olan umutlarım adeta yeniden yeşerdi. Bu cihaz neydi nasıldı nerde takılıyor derken bu uygulamanın en çok Ankara’daki hastanelerde yapıldığı bildirilerek bizi bu seferde Ankara Numune hastanesine sevk ettiler.
Hemen hazırlanıp oğlumla Ankara’nın yolunu tuttuk. Ankara büyük şehirdi, daha önce hiç gitmemiştik, doğrusu biraz endişeli idim ama çoğumun işitmesi her şeyden önemli idi ne gerekirse yapacaktık başka çaresi yoktu. Derdimizin çaresi gösterilmişti. Benim yapacağım o çareye ulaşmaktı. Ankara Numune hastanesi çok büyük bir hastane, Burada KBB Kliniğinde Opr. Doktor Cemil Göçer ile görüştük. Yapılan yeni testler ile Urfadaki teşhis, yani çok ileri derecede işitme kayıplı olduğu onandı ve işitmesinin ancak koklaer implantla mümkün olduğu söylendi. Tedavinin başlaması için bizden tomografi çektirmemiz istendi. Çok uğraşıp, tomografiyi ertesi gün çektirerek servise götürdüm. Tomografi ile
yapılan incelemede bir sorun daha olduğu ortaya çıktı. Orta kulakta sıvı vardı. Bu durumda ameliyat yapılmaz, önce bu sıvıyı alalım ve kulağı implant ameliyatına hazır hale getirelim diyerek Eyyüp’ün kulağına tüp takıldı ve her iki kulağı içinde işitme cihazı verildi.
Bu cihazları da temin edip hastanenin İşitme ve Konuşma merkezinde uzman Odyolog Sevginar hanımlada 6 ay sürecek bir eğitim ve takip dönemine başladık ama çocuğumun ameliyat öncesi muhakkak eğitim alması gerektiğinden biz Şanlıurfa’dan bu eğitimin daha iyi verileceği Gaziantep’e taşındık ve oğlumuz buradaki bir Rehabilitasyon merkezine kayıt ettirdim.
Burada Eğitim alacak ayda birde Ankara’ya Sevginar hocaya gidecektik. Oldukça zor geçen bu altı ayın sonun da işitme cihazlarının yeterli olmadığı bu nedenle koklear implant gerektiği yolunda alınan karar gereği 2006 yılının Ekim ayında oğlum Eyyüp’e Doç.Dr. Celil Göçer hoca tarafından koklear implant ameliyatı yapılarak Medel marka cihaz takıldı. Ameliyattan bir ay sonra uzman Odyolog Serpil Alluşoğlu tarafından dış parça, yani konuşma İşlemcisi de takılarak iç parçalar ile birleştirildi ve gerekli ayarları yapılarak bize uygulamamız gerekenler anlatıldı ve tavsiyelerde bulunuldu.
Ayarların yapılması ile sesleri almaya başlayan Eyyüp’ün duyması ve kelime dağarcığı da yavaş yavaş gelişmeye başladı. Eğitimle gelişmeler daha da iyiye gidiyordu. Çok zorluklar çekmiştim, ama buna karşın çocuğumun geleceğini kurtarmıştım. Baba olarak, aile olarak yapmamız gerekeni yapmıştım. Eyyüp 1-2-3 kelimeden sonra cümleler kurmaya başladı. Eyyüp ana okulundan sonra başladığı ilk okulda bu sene birinci sınıfı okuyup ikinci sınıfa geçti. Özel eğitim için halen re habilitasyon merkezine devam ediyor. Çevresi ile barışık bir çocuk,kardeşi Sümeyye ile arası çok iyi hatta kardeşine ve arkadaşlarına ders vermeye kalkıyor.
Evet sevgili okurlar ve kader arkadaşlarım, bu yol uzun ve sabır isteyen bir yol. Yeni mücadeleye başlayan arkadaşlarıma yollarından sapmamalarını ve özelliklede doktor ve eğitimcilerimize güvenmelerini istiyorum. Çevreye karşı çok duyarlı olmalarını, buna karşın batıl inançlara kulaklarını tıkamalarını ve en önemlisi geç kalmamalarını bekliyorum. Ben bu konuda çok çektim.
Eğer çocuğumun işitme engeli daha önce tespit edilse idi tedavisi daha kolay olacaktı. Konuşması ve dil gelişimi için gerekli eğitimi daha kolay olacaktı. Ben ameliyat öncesinde çevredeki olumsuz şartlardan çok etkilendim. Çocuklarınız kulaklarına doktorların, odyologların bilgisi ve önerisi olmadan onun bunun söylemesi ile hiç bir şey yapmayınız. Çevrem ve özellikle annem torununun konuşması için batıl olan bir çok şeyleri uygulamayı teklif ettiler bana, ameliyat işini benimsemediler, annem bana kızdı, şimdi torunun konuşmasını benden gizlice yaptığı batıl uygulamaların neticesi olarak görüyor hala. Anlatılması ve kabullenilmesi çok zor bir durum değil mi?
İşitme engeli erken tespit ile her zaman aşılabilmektedir. Teknolojinin bu şekilde buluşları ve uygulama sonuçları, kesin olarak alınmış tedavi araçları var iken başka yönlere sapmayın. Çocuğunuza yazık etmeyin.
Ayrıca çok pahalı olan bu cihazın bedelinin tümünü ilk etapta devletimiz karşılıyor, ameliyatını yaptırıyor, eğitim masraflarını karşılıyor.
Anlattıklarım, yazdıklarım umarım sizlere faydalı olur. Ben çok etkilendim bu konudan. Sessizliğin karanlığında
kuruyacak fidanım biricik oğlumun tekrar yeşermesi için çok uğraştım. Ama ulaştığımız müspet netice bütün yorgunluklarımı, bütün sızlanmalarımı aldı götürdü. Onun için bizim gibi işitme engelli aile ferdi olan arkadaşlara seve seve yardımcı olmayı istiyorum.
Tecrübelerimi arkadaşlarımla paylaşmak isterim. Oğlum Eyyüp’ü işitmesine kavuşması için ameliyatına kadar geçen 2 yılı aşan mücadele döneminde ve gerekse daha da önemli olan ameliyat sonrası dönemde, bir ömür boyu sürecek kullanım dönemi için bizlere
yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim. Ankara Numune Eğitim hastanesinde ameliyatımızı yapan Doçent Dr. sayın Celil Göçer hocaya ne kadar teşekkür etsek azdır. Maharetli elleri ile oğluma sesli bir dünya hediye etti adeta.
3.KBB Kliniği doktorlarından Sümeyye Şener ve Umut Genç’e özellikle teşekkür ediyoruz.
En çok yükümüzü çeken uzman Odyologlarımız Sevginar Önder ve Serpil Alluşoğlu hanımlara da ayrı ayrı teşekkürlerimizi iletiyoruz. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Şanlıurfa’dan bizleri Ankara’ya yönelten doktorlarımızı da asla unutamam. Çünkü onların isabetli teşhisleri olmasaydı oğlum sessizliğe mahkum olacaktı.
Ameliyat sürecinde bizlere çok yardımcı olan Meders firmasına, Derneğimiz başkanı sayın Mustafa
Koyuncu’ya, Gaziantep’den İlkses Rehabilitasyon merkezine ve tüm öğretmenlerine, Eyyüp’ün ilkokul öğretmeni Mehmet Bey’e ve belki de bu işin baş rol oyuncusu,
Bizi bu uzun yolda bir gün olsun yormayan, işitme cihazlarını, koklaer impalant cihazını gözü gibi koruyan, bir dediğimizi iki etmeyen, ve emeğimizi boşa çıkarmayan canım oğlum Eyyüp’e gönülden teşekkürü bir borç biliyorum.
İyi ki varsın yavrum. Tüm emeklerimiz sana feda olsun. Oğlum, canım çocuğum Allah yolunu ve bahtını açık etsin.
(YAZAN: BABA : Zülfikar Çiçek)
|