ÖSYM ENGELLİLERİN BAŞARISINDAN KORKUYOR MU?
Yeni düzenlemeyle engellilerin kullandıkları cihazlarla sınavlara girilebileceği kararı bizleri sevindirmişti.
Fakat ilk defa 2015 ÖSYS sınavında uygulanacak olan bu karar gereği, her engellinin kendi zaruri ihtiyacı olan cihazıyla sınava girebilmesi için sadece Ankara’ da içeriden ve dışarıdan her türlü kablolu ve kablosuz iletişimin kesileceği binalarda yapılacak olması şartı bizleri şok etmiştir. Engellilerimiz için yaşamsal önemi bulunan ortez-protez ve cihazlarımız ile diğer aletlerimiz, sınav güvenliğini zedeleyici nitelikte sıralanmış, kulağını, gözünü, kolunu, bacağını istiyorsan Ankara’ya gitmelisin demeye getirilmiştir.
Ankara’daki binanın son derece güvenlikli olması ve kopya çekme ihtimalinin olmaması gerekçe gösterilmektedir. Sanırsınız ki, bugüne kadar güvenlikli binada sınava girmemiş olan engellilerimizin tümü, tıp fakültelerini, mühendislik fakültelerini kazanmış ve birinciliklerini hiç kimseye kaptırmamışlardır.
Başvuru listeleri sizde,
Üniversiteyi kazanan ve yerleştirilen bir avuç engelli sayısı sizde,
Sınavlardaki şaibeler ve açılan davalar ortadayken, engellinin eğitimli olmasından bu kadar korkmak niye?
Ayrıca ÖSYS sınavı tek aşamalı bir sınav değil , birkaç aşamadan oluşmaktadır.
Ankara Türkiye’nin ortasında bulunan bir il ve Edirne’den, Kars’tan, Trabzon’dan, Antalya’dan, İzmir’den , Van’dan, Diyarbakır’dan sınava girmek için, bazı illerimizden en az 10 saat yolculuk yapılması gerekmektedir.
Her bir sınava gidiş- dönüş yol masrafı?
Yalnız seyahat edemeyecek olan engelli bireyimizin yanındaki refakatçi masrafı?
Uzun yolculukları kaldıramayacak olan engellilerimiz?
Bu kadar uzun yolculuk sonrasındaki, yorgunlukla girilecek olan bir sınav ve başarı şansı?
Hiç bilmediği ilde, belki de ilk defa gireceği sınavın psikolojik baskısı?
Toplumumuzda yaygın olan kız çocuklarını okutmama geleneği, en çok uzak illerdeki engelli kız çocuklarımızı etkileyecektir diye tüm bu kaygılarımız hesap edilmiş midir diye merak ediyoruz?
Ayrıca, sınavlara kendi illerinde girmek isteyen engellilerimiz içinde; neredeyse gözünü, kulağını, kolunu, bacağını ve sağlığını sınav girişinde bırak dercesine bir uygulamayla, sınav süresince güvenlik girişinde ilgili görevlilere teslim etmemiz talep edilmektedir. Piyasa değeri çok, çok yüksek olan ve SGK tarafından çok düşük miktarı ödenen , bizler için hayati önem taşıyan cihazlarımızı, aletlerimizi ve kullandığımız ilaçlarımızı tıbbi yeterlilik belgesine sahip ve ehil olmayan kişilere mi teslim etmek zorunda kalacağız diye de endişe duymaktayız.
Kablolu ve kablosuz iletişimin kesileceği Ankara’daki bu binalarda; her bir birey özeldir, eğitim bir haktır diyerek pozitif ayrıcalıklarıda gözetilmiş midir diye merak ediyoruz.
Özel soru kitapçıkları,
Bazı sorulardan (uzun paragraflı sorulardan ) muafiyet,
Okuyucu,
İşaretleyici,
İşaret dili tercümanlı, görüntülü soru bankası,
Ek süre ve yeterli tercümanlar bulundurulacak mıdır?
Bu kadar ayrıcalıklı, özenli binaların, diğer illerde’ de oluşturulması bu kadar mı zordur?
Yetkililerin bizleri ve kaygılarımızı anlamaları için, çocuklarının engelli mi olması gerekmektedir?
YÖK içerisinde oluşturulan engelliler komisyonundaki akademisyenlerin bile görüşlerinin alınmadığı, bu uygulamanın acaba engellilerin eğitim almasına, engel mi olunmak istendiği gibi kafamızda bir çok soru oluşturmaktadır.
ÖSYM’ nin dediğim dedik anlayışını kesinlikle kabul etmiyoruz, EDEMİYORUZ.
Bu bir ayrımcılıktır, zorlamadır, dayatmadır.
İnsan haklarına aykırı, çağdışı, izole ve rencide edici uygulamadan vazgeçilmesini biz engelli sivil toplum kuruluşları olarak istiyoruz.
Hemen şimdi!
Saygılarımızla
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği
Van işitme engelliler ve aileleri derneği
Van Altınokta körler derneği
Van bedensel engelliler derneği
Zihinsel engelliler yeşeren umutlar derneği
Bedensel engelliler spor kulübü
